Yazar: yonetici

  • En İyi Raf Sistemleri Hangisidir

    En İyi Raf Sistemleri Hangisidir

    Bugün her türlü alanda raf sistemleri kullanılıyor olması nedeni ile genel olarak iyi bir seçim yaparak uzun yıllar boyunca aynı rafları ihtiyaçlarınıza uygun olarak kullanabilirsiniz. Burada seçimlerinizi yaparken ileriye dönük yapmanız ve raf sistemleri için, en ideal olan boyutlarda seçim yapmanız sizin için çok önemli olacaktır. Özellikle raf sistemleri seçerken, sökülüp takılabilen rafları tercih ederek, işlerinizi ileriye dönük daha iyi yapabilirsiniz. Depo Raf Sistemleri Seçiminizi Yapın Tabi ki depo raf sistemleri her ihtiyaçlarınıza uygun olarak boyutlandırılabileceği ve sizin depolarınıza uygun şekilde hazırlanabileceğinden dolayı, burada kaliteli bir firmayı tercih etmeniz ve istediğinizi yaptırmanız çok önemli olacaktır. Böylelikle uzun yıllar boyunca kullanabileceğiniz kaliteli depo raf sistemleri sayesinde, ürünlerinizin boyutlarına göre, kendi imkanlarınız ile raf aralıklarını açarak, depolarınızı etkili bir şekilde kullanabileceksiniz. Bu sayede depo raf sistemleri sizler için tam anlamı ile etkili bir iş aracı olacağından dolayı, depolarınızı da böylelikle rahat bir şekilde kullanarak, tüm deponuzu kendiniz kontrol altında tutabileceksiniz. Tercihlerinizi Çelik Raf Sistemlerinden Yana Kullanabilirsiniz Raf sistemleri seçerken, tercihlerinizi ileriye dönük olarak yapmanız çok önemli olduğu için, burada çelik raf tercihlerini de yapabilirsiniz. Çünkü bu sayede sorunsuz ve uzun yıllar boyunca aynı rafı güven içerisinde kullanabileceğiniz için, burada seçimlerinizi çelik raf modellerinden yana kullanmanız ile birlikte, istediğiniz ağırlıklarda ki ürünleri bu raflarda muhafaza edebileceksiniz. Tabi ki çelik raf modelleri de sökülebilir olmasından dolayı, ürünlerinizi bu raflarda istediğiniz süreler boyunca korunaklı bir şekilde depolamış olacaksınız. Paslanmaz Raf Modelleri Bununla birlikte, paslanmaz raf da seçebilirsiniz. Gıda fabrikaları gibi bir çok fabrikada ve üretim alanlarında paslanmaz raf modelleri tercih edilmektedir. Böylelikle depolarını hem güçlü bir şekilde kullanabilmeleri ve hemde ürünlerine zarar vermeden rahat bir şekilde temizliğinin de yapılmasından dolayı, paslanmaz raf tercihleriniz arasında bulunabilir.

     

  • SATIŞTAKİ FİYAT FARKINDA TÜKETİCİLER HAKLI OLACAK

    SATIŞTAKİ FİYAT FARKINDA TÜKETİCİLER HAKLI OLACAK

    Satıştaki fiyat farkında tüketiciler haklı olacak
    Yeni Fiyat Etiketleri Yönetmenliği’ne göre, malın satış fiyatı ile kasa fiyatı arasında fark bulunması durumunda tüketici lehine olan fiyat uygulanacak.

    Satıştaki fiyat farkında tüketiciler haklı olacak

    Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın indirimli satışlara ilişkin usul ve esasları düzenleyen Fiyat Etiketleri Yönetmeliği, Resmi gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

    Listelerde yer alacak
    Buna göre perakende satışa sunulan malların veya ambalajların üzerine görülebilir ve okunabilir şekilde tüketicinin ödeyeceği tüm vergiler dahil satış ve birim fiyatını gösteren, üretim yeri ve ayırıcı özelliklerini içeren etiket konulması zorunlu olacak.
    Malın raf fiyatı ile kasa fiyatı arasında fark olması durumunda tüketici lehine olan fiyat uygulanacak. Bir malın veya hizmetin miktar, sayı, ebat ve benzeri farklı birimlerden satışı yapıldığı takdirde her birime uygulanan fiyatlar, etiketlerde, tarife ve fiyat listelerinde ayrı ayrı gösterilecek.
    Etiket konulması mümkün olmayan hallerde ise aynı bilgileri kapsayan listeler kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde uygun yerlere asılacak.
    Hizmetlerin tarife ve fiyatlarını gösteren listeler de aynı şekilde görülebilir alanlarda yer alacak.

    Yazısı bulunana etiket şartı yok
    İthal edilmiş mallara ait etiketlerde üretildiği ülke ismi Türkçe yazılacak. Üzerinde veya ambalajında, etikette aranılan hususlar basılı olarak açıkça yazılı bulunanlarla Kitap, dergi ve gazete gibi üzerinde fiyatı belirtilmiş mallarda etiket bulunmayabilecek.

    Satıştaki fiyat farkında tüketiciler haklı olacak
    Yeni Fiyat Etiketleri Yönetmenliği’ne göre, malın satış fiyatı ile kasa fiyatı arasında fark bulunması durumunda tüketici lehine olan fiyat uygulanacak.

    Satıştaki fiyat farkında tüketiciler haklı olacak

    Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın indirimli satışlara ilişkin usul ve esasları düzenleyen Fiyat Etiketleri Yönetmeliği, Resmi gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

    Listelerde yer alacak
    Buna göre perakende satışa sunulan malların veya ambalajların üzerine görülebilir ve okunabilir şekilde tüketicinin ödeyeceği tüm vergiler dahil satış ve birim fiyatını gösteren, üretim yeri ve ayırıcı özelliklerini içeren etiket konulması zorunlu olacak.
    Malın raf fiyatı ile kasa fiyatı arasında fark olması durumunda tüketici lehine olan fiyat uygulanacak. Bir malın veya hizmetin miktar, sayı, ebat ve benzeri farklı birimlerden satışı yapıldığı takdirde her birime uygulanan fiyatlar, etiketlerde, tarife ve fiyat listelerinde ayrı ayrı gösterilecek.
    Etiket konulması mümkün olmayan hallerde ise aynı bilgileri kapsayan listeler kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde uygun yerlere asılacak.
    Hizmetlerin tarife ve fiyatlarını gösteren listeler de aynı şekilde görülebilir alanlarda yer alacak.

    Yazısı bulunana etiket şartı yok
    İthal edilmiş mallara ait etiketlerde üretildiği ülke ismi Türkçe yazılacak. Üzerinde veya ambalajında, etikette aranılan hususlar basılı olarak açıkça yazılı bulunanlarla Kitap, dergi ve gazete gibi üzerinde fiyatı belirtilmiş mallarda etiket bulunmayabilecek.

  • RAFLARINIZ EVDE MUTLAKA SABİTLEYİN

    RAFLARINIZ EVDE MUTLAKA SABİTLEYİN

    Türkiye’de son bir yılda basına yansıyan haberlere göre son 10 ayda 13 çocuk üzerine televizyon düşmesi sonucu yaşamını kaybetti, 12 çocuk ise ağır yaralandı
    TV’nizi sabitleyin çocuklar ölmesin

    TV  düşmesiyle ölen ve yaralanan çocuklar, 2-7 yaş aralığında. Uzmanlar, çocukların bulunduğu ortamlardaki televizyonun mutlaka sabitlenmesi gerektiğini vurguluyor.
    Türkiye’de ailelerin ev kazaları konusuda dikkatini çekerek duyarlılık oluşması gerektiğinin altını çizen çocuk ve yaşlı güvenlik uzmanı Arzu Birinci, evde alınması gereken önlemleri sıraladı

    3 haftada 1 çocuk ölüyor
    2000-2010 yılları arasında yapılan araştırma sonuçlarına göre her 45 dakikada bir çocuğun, televizyonun üzerine düşüp yaralanması sebebiyle hastanelerin acil servislerinin yolunu tuttuğuna vurgu yapan Birinci, “CPSC Amerikan Tüketici Koruma Komisyonu verileri çerçevesinde her 3 haftada 1 çocuk televizyonun üstüne düşmesi sebebiyle ölüyor. Bu kazaların alınacak pratik yöntemlerle önüne geçilebilir. Öncelikle riski azaltmak için mobilya ve televizyonları sabitlemek gerekir. Hem ince ekran hem de tüplü televizyonlar için risk vardır. Uzunluk ayarlı, takıp çıkartılabilir klipsli, en az 50 kiloya kadar test edilmiş dokuma kayışlarla sabitleme yapılmalıdır. Sabitlemeler, raf, kitaplık, çekmeceli mobilyalar, ayaklı ayna ve askılar için de uygulanmalıdır” dedi.
    911 Derneği Başkanı Mustafa Gürsoy ise “Ev içinde hem çocuklarımız hem bizim için eşyaları sabitleyerek önlem alabiliriz. Ağırlıklarına göre televizyonu sabitlemek için ekipmanları da özel olarak seçilmelidir.
    37 ekran televizyonlar için 20 kilo taşıyan kayış kullanılırken büyüklüklerine göre 60 kilo taşıma özelliği olan halatlar kullanılmalı. Ayrıca elektronik ve diğer elektrikli cihazlar için 2 veya 3 adet plastik klipsli şerit, küçük cihazların da çapraz köşelere monte edilmesi gerekir” dedi.

    Türkiye’de son bir yılda basına yansıyan haberlere göre son 10 ayda 13 çocuk üzerine televizyon düşmesi sonucu yaşamını kaybetti, 12 çocuk ise ağır yaralandı
    TV’nizi sabitleyin çocuklar ölmesin

    TV  düşmesiyle ölen ve yaralanan çocuklar, 2-7 yaş aralığında. Uzmanlar, çocukların bulunduğu ortamlardaki televizyonun mutlaka sabitlenmesi gerektiğini vurguluyor.
    Türkiye’de ailelerin ev kazaları konusuda dikkatini çekerek duyarlılık oluşması gerektiğinin altını çizen çocuk ve yaşlı güvenlik uzmanı Arzu Birinci, evde alınması gereken önlemleri sıraladı.

    3 haftada 1 çocuk ölüyor
    2000-2010 yılları arasında yapılan araştırma sonuçlarına göre her 45 dakikada bir çocuğun, televizyonun üzerine düşüp yaralanması sebebiyle hastanelerin acil servislerinin yolunu tuttuğuna vurgu yapan Birinci, “CPSC Amerikan Tüketici Koruma Komisyonu verileri çerçevesinde her 3 haftada 1 çocuk televizyonun üstüne düşmesi sebebiyle ölüyor. Bu kazaların alınacak pratik yöntemlerle önüne geçilebilir. Öncelikle riski azaltmak için mobilya ve televizyonları sabitlemek gerekir. Hem ince ekran hem de tüplü televizyonlar için risk vardır. Uzunluk ayarlı, takıp çıkartılabilir klipsli, en az 50 kiloya kadar test edilmiş dokuma kayışlarla sabitleme yapılmalıdır. Sabitlemeler, raf, kitaplık, çekmeceli mobilyalar, ayaklı ayna ve askılar için de uygulanmalıdır” dedi.
    911 Derneği Başkanı Mustafa Gürsoy ise “Ev içinde hem çocuklarımız hem bizim için eşyaları sabitleyerek önlem alabiliriz. Ağırlıklarına göre televizyonu sabitlemek için ekipmanları da özel olarak seçilmelidir.
    37 ekran televizyonlar için 20 kilo taşıyan kayış kullanılırken büyüklüklerine göre 60 kilo taşıma özelliği olan halatlar kullanılmalı. Ayrıca elektronik ve diğer elektrikli cihazlar için 2 veya 3 adet plastik klipsli şerit, küçük cihazların da çapraz köşelere monte edilmesi gerekir” dedi.

  • EKOLOJİK YAŞAMAYA ÇALIŞMAK GEREK …

    EKOLOJİK YAŞAMAYA ÇALIŞMAK GEREK …

    Ekolojik yaşamaya çalışmak…
    Katkı maddeli deterjan, şampuan, krem kullanmıyorum. Organik pazarlara gidiyorum ve mevsim sebze-meyvelerini alıyorum. Marketten bir ürün alırken etiketini okuyorum… Neden? Oğlum sağlıklı büyüsün diye…
    Ekolojik yaşamaya çalışmak…

    Solunum yollarıyla ilgili bir rahatsızlık sırasında doktorumdan temizlik ürünlerindeki bazı maddelerin solunum yolları hastalıklarına yol açtığını öğrendiğimden beri evde doğal temizlik ürünleri kullanmaya başladım. Temizlik ürünleriyle başlayan doğal yaşama çabası, hamilelik dönemim ve sonrasında oğlumu büyütürken günlük hayatımızın bir parçası oldu.
    Oğlum emekleme döneminde yerlerde süründüğünü ve eline geçen her şeyi ağzına götürdüğü için çamaşır suyu katkılı deterjanları kullanmama kararı almıştım.
    Bu vesileyle temizlik ürünlerimizin tamamını organik ürünler arasından seçmeye başladım. Sodasan, Klar ve Seventh Generation markalarının temizlik ürünlerini hem oda hem de banyo ile mutfak temizliğinde kullanır oldum. Boraks, sirke, çamaşır sodası ve karbonat da evimizin baş temizlik malzemeleri arasında yerini aldı. Sirke ve karbonatın bulaşıkları da harika şekilde temizlediğine şahit oldum. Boraks, çamaşır sodası ise katı gıdaya başlangıç süresinde lekeli önlükler ve tişörtleri temizlerken çok faydalı oldu.
    Oğlumun kıyafetlerini yıkarken de Sodasan’ın organik bebek deterjanı ile Himalayalar’da yetişen doğal sabun cevizi içerikli sıvı deterjan Eco Nuts’ı dönüşümlü olarak kullanıyorum. Organik ve doğal ürünlerin bir kısmı konsantre ürünler olduğundan bir tatlı kaşığı kadar kullanmak yeterli oluyor. Evet, çamaşırlar mis gibi çiçek özleri kokmuyor olabilir ancak oğlumun tenine dokunan şeylerin doğal olduğunu bilmek beni rahatlatıyor.

    Bahçeye meyve-sebze ektim
    Eskiden her şeyi bir arada bulmanın rahatlığını sunan süpermarketleri tercih etsem de artık organik pazarlardan alışveriş yapıyorum. Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketiyorum. Oğlum kış aylarında ıspanak, kereviz, portakal, elma; yazın kabak, enginar, fasulye, çilek, kiraz yiyor. Buğday Derneği’nin belediyelerle işbirliği yaparak kurduğu Beylikdüzü, Bakırköy, Şişli ve Kartal organik pazarları var. Geçtiğimiz nisan ayında da Küçükçekmece Arenapark AVM Organik Pazar’ı açıldı. Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda da çarşamba günleri ufak bir organik pazar kuruluyor.
    Bahçeye bu ay başında biber, domates, salatalık, kabak, fasulye ve çilek ektim. Oğlum meyveleri ve sebzeleri dalından koparsın, nasıl yetiştiklerini öğrensin istiyorum. Her yağmur sonrası kimyasal kullanmadığımız için salyangozlar sebzelerimin yapraklarını kemirse de ben yeni fidanlar ekmekte
    inat ediyorum. Gülnar Önay’ın kimyasalların asla sızmadığı bir bahçeye nasıl kavuşabileceğinizle ilgili ipuçları verirken, bulunduğunuz doğa
    koşullarına uygun sebze bahçesini nasıl yaratabileceğinizi anlattığı “Organik Bahçe Rehberi” isimli kitabından da faydalandım. Bahçeniz yoksa, büyük boy bir saksı da iş görür, emin olun.

    Mini bir büyüteç edindim, içerikleri kontrol ediyorum
    Gıda alışverişlerinde mutlaka ürünlerin içeriğini okuyorum. Raf ömrü uzun, katkı maddesi içeren paketli gıdalardan uzak duruyorum. Keki de kurabiyeyi de evde, bildiğim malzemelerden kendim yapıyorum. Minik bir büyüteç edindim, son kullanma tarihlerini kontrol ediyorum. Bunun dışında aldığım ürünlerin içeriğinde şunlar varsa rafa geri koyuyorum: Yiyeceklerin tadını ve aromasını güçlendiren MSG (Monosodyum Glutamat), yapay bir tatlandırıcı olan aspartam, kansere sebep olduğu söylenen ve unların beyazlaştırılmasında kullanılan potasyum bromat, toksik etki gösterebilmeleri sebebiyle yapay aromalar, renklendiriciler ve trans yağlar.

    Soma‘da babasız  kalan çocuklara destek

    Soma’da hayatını kaybeden ailelere
    ve çocuklara eğitsel ve psikolojik destek vermeyi amaçlayan anneler “Soma’da babasız kalan çocuklar” isimli bir
    Facebook grubu kurdu. Bu gruba
    siz de üye olabilir ve yapılacak
    çalışmalara katkıda bulunabilirsiniz.

    Güneş kremi arıyorum

    Oğlum için kullandığım şampuan, krem gibi ürünlerde katkı maddesi olmasını ve paraben içermesini istemiyorum. Gabadu’nun lavanta kokulu şampuanı ve bebek yağı, Organyc, Green Baby Organics ve Desert Essence’in ıslak mendilleri en çok kullandığımız ürünler. Kuzguncuk’ta keşfettiğim, yüzde 100 saf uçucu yağlar ve soğuk sıkım sabit yağlar kullanılarak, elde hazırlanan, koruyucu ve katkı maddesi içermeyen bebek ve anne ürünleri satan Homemade Aromaterapi son zamanlarda sık sık uğradığım dükkanların başında geliyor. Tatil sezonuna az kaldı, bu aralar ufaklık için yüksek koruma faktörlü organik güneş kremi arayışındayım.

    Ekolojik yaşamaya çalışmak…
    Katkı maddeli deterjan, şampuan, krem kullanmıyorum. Organik pazarlara gidiyorum ve mevsim sebze-meyvelerini alıyorum. Marketten bir ürün alırken etiketini okuyorum… Neden? Oğlum sağlıklı büyüsün diye…
    Ekolojik yaşamaya çalışmak…

    Solunum yollarıyla ilgili bir rahatsızlık sırasında doktorumdan temizlik ürünlerindeki bazı maddelerin solunum yolları hastalıklarına yol açtığını öğrendiğimden beri evde doğal temizlik ürünleri kullanmaya başladım. Temizlik ürünleriyle başlayan doğal yaşama çabası, hamilelik dönemim ve sonrasında oğlumu büyütürken günlük hayatımızın bir parçası oldu.
    Oğlum emekleme döneminde yerlerde süründüğünü ve eline geçen her şeyi ağzına götürdüğü için çamaşır suyu katkılı deterjanları kullanmama kararı almıştım.
    Bu vesileyle temizlik ürünlerimizin tamamını organik ürünler arasından seçmeye başladım. Sodasan, Klar ve Seventh Generation markalarının temizlik ürünlerini hem oda hem de banyo ile mutfak temizliğinde kullanır oldum. Boraks, sirke, çamaşır sodası ve karbonat da evimizin baş temizlik malzemeleri arasında yerini aldı. Sirke ve karbonatın bulaşıkları da harika şekilde temizlediğine şahit oldum. Boraks, çamaşır sodası ise katı gıdaya başlangıç süresinde lekeli önlükler ve tişörtleri temizlerken çok faydalı oldu.
    Oğlumun kıyafetlerini yıkarken de Sodasan’ın organik bebek deterjanı ile Himalayalar’da yetişen doğal sabun cevizi içerikli sıvı deterjan Eco Nuts’ı dönüşümlü olarak kullanıyorum. Organik ve doğal ürünlerin bir kısmı konsantre ürünler olduğundan bir tatlı kaşığı kadar kullanmak yeterli oluyor. Evet, çamaşırlar mis gibi çiçek özleri kokmuyor olabilir ancak oğlumun tenine dokunan şeylerin doğal olduğunu bilmek beni rahatlatıyor.

    Bahçeye meyve-sebze ektim
    Eskiden her şeyi bir arada bulmanın rahatlığını sunan süpermarketleri tercih etsem de artık organik pazarlardan alışveriş yapıyorum. Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketiyorum. Oğlum kış aylarında ıspanak, kereviz, portakal, elma; yazın kabak, enginar, fasulye, çilek, kiraz yiyor. Buğday Derneği’nin belediyelerle işbirliği yaparak kurduğu Beylikdüzü, Bakırköy, Şişli ve Kartal organik pazarları var. Geçtiğimiz nisan ayında da Küçükçekmece Arenapark AVM Organik Pazar’ı açıldı. Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda da çarşamba günleri ufak bir organik pazar kuruluyor.
    Bahçeye bu ay başında biber, domates, salatalık, kabak, fasulye ve çilek ektim. Oğlum meyveleri ve sebzeleri dalından koparsın, nasıl yetiştiklerini öğrensin istiyorum. Her yağmur sonrası kimyasal kullanmadığımız için salyangozlar sebzelerimin yapraklarını kemirse de ben yeni fidanlar ekmekte
    inat ediyorum. Gülnar Önay’ın kimyasalların asla sızmadığı bir bahçeye nasıl kavuşabileceğinizle ilgili ipuçları verirken, bulunduğunuz doğa
    koşullarına uygun sebze bahçesini nasıl yaratabileceğinizi anlattığı “Organik Bahçe Rehberi” isimli kitabından da faydalandım. Bahçeniz yoksa, büyük boy bir saksı da iş görür, emin olun.

    Mini bir büyüteç edindim, içerikleri kontrol ediyorum
    Gıda alışverişlerinde mutlaka ürünlerin içeriğini okuyorum. Raf ömrü uzun, katkı maddesi içeren paketli gıdalardan uzak duruyorum. Keki de kurabiyeyi de evde, bildiğim malzemelerden kendim yapıyorum. Minik bir büyüteç edindim, son kullanma tarihlerini kontrol ediyorum. Bunun dışında aldığım ürünlerin içeriğinde şunlar varsa rafa geri koyuyorum: Yiyeceklerin tadını ve aromasını güçlendiren MSG (Monosodyum Glutamat), yapay bir tatlandırıcı olan aspartam, kansere sebep olduğu söylenen ve unların beyazlaştırılmasında kullanılan potasyum bromat, toksik etki gösterebilmeleri sebebiyle yapay aromalar, renklendiriciler ve trans yağlar.

    Soma‘da babasız  kalan çocuklara destek

    Soma’da hayatını kaybeden ailelere
    ve çocuklara eğitsel ve psikolojik destek vermeyi amaçlayan anneler “Soma’da babasız kalan çocuklar” isimli bir
    Facebook grubu kurdu. Bu gruba
    siz de üye olabilir ve yapılacak
    çalışmalara katkıda bulunabilirsiniz.

    Güneş kremi arıyorum

    Oğlum için kullandığım şampuan, krem gibi ürünlerde katkı maddesi olmasını ve paraben içermesini istemiyorum. Gabadu’nun lavanta kokulu şampuanı ve bebek yağı, Organyc, Green Baby Organics ve Desert Essence’in ıslak mendilleri en çok kullandığımız ürünler. Kuzguncuk’ta keşfettiğim, yüzde 100 saf uçucu yağlar ve soğuk sıkım sabit yağlar kullanılarak, elde hazırlanan, koruyucu ve katkı maddesi içermeyen bebek ve anne ürünleri satan Homemade Aromaterapi son zamanlarda sık sık uğradığım dükkanların başında geliyor. Tatil sezonuna az kaldı, bu aralar ufaklık için yüksek koruma faktörlü organik güneş kremi arayışındayım.